Denemeler

Kader nedir? Nasıl Kaderci Oldum? Kaderin varlığına neden inanıyorum?

Kader nedir? Nasıl Kaderci Oldum? Kaderin varlığına neden inanıyorum? sorularına cevap aradığım,  gençlik yıllarında kader üzerine yazdığım yazıyı sizlerle paylaşmak istiyorum. Yazımı okuduktan sonra görüşlerinizi  “yorumlar” kısmına yazarsanız sevinirim. Sizlerin de bu konudaki hislerinizi öğrenmek, görüşlerinizi  bilmek  isterim.

Kader nedir? Nasıl Kaderci Oldum? Kaderin varlığına neden inanıyorum?

“A. koyuyum böyle hayatın gene karamsarlık, gene parasızlık, gene işsizlik, gene yalnızlık, gene ailenin yanında bağıra çağıra geçen bir hayat, gene evlenmiyon mu hikayeleri, gene boktan bir hayat. Ne yapacağız beki ? Oturup bunların olmaması için dua edecek halimiz yok. Hayata kitaplarda yazıldığı gibi toz pembe bakalım; pembe olmadı kırmızı yok oda olmadı siyah beyaz bakalım yok yok en iyisi tekrar rengarenk bakalım diyen salak kişisel gelişim  kitaplarıyla nereye gidilebilir? Ama son gücünü toplayıp istediğin gibi bir hayat yaşamaya çalış en iyisi.  Sadece yaşamaya çalış. Yarını düşünme . Canın ne yapmak istiyorsa o an yap. 

Aslında şöyle bir çevreme baktığımda insanların çoğunun yaşayan bir ölüden farkı yok. Sadece yaşamış olmak için yaşıyorlar. Kendilerine bir görev biçilmiş gibi; birileri şunu yapacaksın demiş  sanki. Çalışan bir insan her gün sabah erkenden kalkıp işine gider, tekrar işten evine döner, akşam yemeğini yer biraz tv seyreder ve doğru yatağa. Ertesi gün yine aynı  şeyler. Ev hanımı gününün çoğunu evinde geçirir her günkü malum işlerini yapar. Tüm dünyası evi ve yaşadığı mahalleden ibarettir. Herhalde bu durumdaki kadınlar için çocukları büyük yer tutar. 

Şöyle bir çevrene baktığında hayatlarını bu şekilde yaşayanların sayısı o kadar çok ki. Bir çoğu hayatlarından şikayetçi bile değil, kabullenmişler hayatı öylece. Ama onlara sorsan küçükken ne olmak istemiştin diye, kim bilir anlatacak ne hikayeleri vardır.  Belki de benim hala çözemediğimi onlar çoktan çözmüşlerdir. Anlamışlardır belki hayatın, insanın her istediğini yapmaya yetecek kadar uzun olmadığını yada  istenilen, hayal edilen  şeylere ulaşmanın çok uzun ve zor bir yol olduğunu. Bu yüzden kabullenmişlerdir hayatın kendilerine çizdiği rolü. Belki de bu rolü kabullenmelerini gerektiren nedenleri vardı. Evlendirilmişlerdir erkenden, çocukları olmuştur daha top oynayacakları yaşlarda. Artık onları da düşünmek zorunda bırakılmışlardır. Düşünsenize bir kadın ve birkaç çocukla ne kadar hayallerinin peşinden koşabilir bir adam. Artık dünyası evi, eşi ve çocukları olmuştur. Sadece onlar için yaşamaya başlamıştır. Ya da bunu da başaramamıştır; tek başına amaçsız bir şekilde yaşamayı amaç edinmiştir kendine. Belki doğuştan şanslı sayılanlardandır, zengin bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. O da,  magazin programlarında  görünen kızları düzmek için onların peşinden koşmaya adamıştır kendini. Sorsan küçükken bunu mu yapmak isterdin diye, hayır diyecektir. Hangi çocuk hayattaki böyle salakça bir boşluğu doldurmayı hayal eder.  Ya da kim çocukken ileride kötü biri olmayı ister. Ama hayat onları kötü yapmıştır. 

Yukarıda yazdıklarımdan sonra, sanırım KADER’in olduğuna inanmam lazım. Evet bundan sonra KADER’in bana bahşettiği rolü kabul ediyorum. Artık bende bir KADER’ciyim İyi ama kader bana nasıl bir rol seçmiş bir bakalım. Bunu yaparken geçmişi yazmayalım geleceği de ben değil KADER belirlediğine göre zaten yazamam. En iyisi KADERCİ olmak ne demek ona bakalım:

  • Dünyaya gelen herkesin bir misyonu var. Yani benim hangi konuma geleceğim, kimleri etkileyeceğim önceden belirlenmiş. Bu yüzden yok şunu yapamadım, bunu yapmaya zamanım kalmadı demek yerine sadece bulunduğun konumun tadını çıkar. Unutma dünyada ki tüm işleri bir tek kişi yapamaz.
  • Bazıları senden çok daha iyi konumda olabilirler (Daha yakışıklı, daha zeki, daha zengin, daha çekici, daha şanslı … ) Onlara bakıp neden ben böyle olamadım yada doğmadım demek yerine kendini olduğun gibi kabul et. Kendine bir baktığında yukarıda belirtilen ve daha bir çok yönden senden çok daha şansız insanlar olduğunu görebilirsin.
  • Yukarıda da belirttiğim gibi dünyada her istediğin şeyi yapma olanağın yok. Yapamadıkların için hayıflanıp kendine acıma. Yaptıklarınla öğün. “

20 sene önce  yazdığım yazı, belli ki yarım  kalmış. Ancak; pek de değişen bir şey yok gibi dünya düzeninde

Bir Cevap Yazın